
Tesla’da Neler Oluyor?
Tesla 2025 İlk Çeyrek Performansı Tesla Inc., 2025 yılının ilk [...]
Tesla 2025 İlk Çeyrek Performansı
Tesla Inc., 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin mali sonuçlarını açıkladı ve bu sonuçlar, şirketin
karşı karşıya olduğu çok katmanlı zorlukları gözler önüne serdi. Tesla’nın net kârı, 2024’ün aynı
dönemine göre %70’ten fazla azalarak 1.4 milyar dolardan 409 milyon dolara düştü. Bu
gerileme, 2023’ten 2024’e yaşanan %45’lik kâr düşüşünün ardından, şirketin üst üste yaşadığı
ikinci ciddi kâr kaybı oldu.
Şekil 1. Tesla’nın İlk Çeyrek Karı %71 Düştü

Küresel Satışlarda Düşüş: Avrupa’da Sert Daralma, ABD’de Görece Güçlü Seyir
Tesla’nın satışlarındaki gerilemenin nedenlerinden birisi Trump sonrası ABD’ye karşı değişen
tutum. Trump’ın birçok ülkeye karşı sergilediği tavır, bir şantaj aracı haline getirdiği gümrük
tarifeleri dünya genelinde ABD’ye ve ABD’li şirketlere olan algının değişmesine yol açtı.
Kanada başta olmak üzere birçok ülkede ABD’li ürünlere boykot çağrıları yapıldı. Özellikle
Trump’a yoğun destek veren Musk için bu çağrıların etkili olduğunu söylemek gerek.
Şekil 2. Dış Ülkelerde ABD’ye Bakış

Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde elektrikli araçlara verilen teşviklerin
kaldırılması ise satışlardaki düşüşün bir diğer etkisi. Ancak Avrupa’da 2024 ilk çeyreğinde
8.500 araç satan BYD bu rakamı 37 bin seviyesine çıkardı. Bu veri ve Tesla satışlarındaki
yoğun düşüş, Tesla’ya özgü bazı durumların olduğuna işaret ediyor.
Tesla’nın Avrupa pazarındaki performansı özellikle dikkat çekici bir düşüş sergiledi.
Almanya’da satışlar %62, İsveç ve Danimarka’da %55, Hollanda’da %50, Fransa’da ise %41
oranında geriledi. Bu düşüşlere rağmen Birleşik Krallık pazarı Tesla için bir istisna oluşturdu;
şirket burada %3.5’lik bir satış artışı kaydetti. Ancak artan rekabet nedeniyle Tesla’nın Birleşik
Krallık pazarındaki payı da %4 puanlık bir düşüşle %10.7’ye geriledi.
Şekil 3. Tesla’nın Avrupa Satışlarındaki Değişim (2025 ilk çeyrek)

Küresel çapta ise Tesla’nın toplam satışları 2025 ilk çeyreğinde yaklaşık 390.000 araç
seviyesine düştü. Bu rakam, yıl başında Wall Street analistlerinin beklediği 460.000 seviyesinin
oldukça altında kaldı. Şirketin ABD’deki satışları, yılın ilk iki ayında geçen yıla kıyasla
yaklaşık 2.400 araçlık bir artış göstermiş olsa da, genel tablo oldukça sönük.
Siyasi Etkiler ve Elon Musk Faktörü
Tesla’nın finansal performansındaki düşüş, sadece pazar dinamikleriyle sınırlı değil. CEO Elon
Musk’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın “Hükümet Verimliliği Departmanı”nı kurma
sürecinde oynadığı aktif rol ve siyasi faaliyetleri, hem kamuoyunda hem de tüketici
tercihlerinde ciddi bir tepkiye neden oldu. Musk, bu görev nedeniyle Tesla’daki işine yeterince
odaklanamadığını kabul etti ve “Bu iş bana çok pahalıya mal oldu,” açıklamasında bulundu.
Musk’ın, Wisconsin’deki bir eyalet yüksek mahkeme seçiminde milyonlarca dolarlık siyasi
bağış yapması ve kamuoyunda aktif kampanya yürütmesi, Tesla markasına olan tüketici algısını
da olumsuz etkiledi. Vandalizm olayları, showroomlara yönelik saldırılar ve sosyal medya
üzerinden yapılan boykot çağrıları, bu algı değişiminin yansımaları arasında yer alıyor.
Rekabet, Maliyetler ve Üretim Zorlukları
Tesla’nın yaşadığı bu finansal daralma, aynı zamanda küresel elektrikli araç (EV) piyasasındaki
rekabetin yoğunlaştığı bir döneme denk geldi. Özellikle Çinli üreticilerin daha düşük fiyatlarla
sunduğu modeller, Tesla’nın hem Avrupa hem Asya pazarlarındaki payını tehdit ediyor.
Özellikle BYD Tesla’yı Çin pazarında eritirken diğer pazarlarda da rekabet artıyor.
Şekil 4. BYD ve Tesla Çeyreklik Satışları

Tesla’nın üretim sorunları bir diğer önemli konu. Tesla’nın dört üretim tesisinde gerçekleşen
planlı duraksamalar ve Model Y SUV’nin yenilenme süreci, tedarik zinciri üzerinde baskı
oluşturdu. Bu durum, üretimde aksamalara neden olurken şirketin çeyreklik teslimat
performansını da olumsuz etkiledi.
Tesla iş modelindeki belki de en önemli sorun üretim maliyetlerinin yeterince düşmemesi. Tesla
sürekli olarak daha uygun araç üreteceğini açıklasa da bu üretim sürekli erteleniyor. Ancak
BYD gibi rakipleri üretim maliyetlerini sürekli düşürerek daha uygun fiyata piyasaya araç
sürüyor. Tesla BYD ve diğerlerinden daha kaliteli üretim yaptığını öne sürse de rakipleriyle
arasındaki kalite farkının giderek azaldığı yönünde, giderek artan, tüketici yorumları mevcut.
Bu durum Tesla’nın iş modeli hakkında (bizce) önemli bir soru işareti oluşturuyor.
Tablo 1. BYD ve Tesla İş Modeli Özeti

Piyasa ve Hissedar Tepkileri
Tesla hisseleri, Aralık 2024’teki zirvesinden bu yana %45 oranında değer kaybetti. Elon
Musk’ın kişisel serveti ise Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre yıl başından bu yana 100
milyar dolardan fazla azaldı. Musk, hissedarlara yaptığı açıklamada uzun vadede Tesla
hisselerinin yeniden toparlanacağına inandığını ve mevcut durumun “bir alım fırsatı” olarak
değerlendirilebileceğini ifade etti. Yılbaşından bu yana görülen çakılmaya rağmen Tesla
hisseleri Trump’ın seçildiği günden daha yukarıda. Hatırlanacağı gibi Trump’ın seçilmesi için
Elon Musk büyük destek vermiş, seçim sonrası Musk’a ait şirketlerin hisselerinde sıçramalar
gerçekleşmişti.
Şekil 5. Yılbaşından İtibaren Tesla ve BYD Piyasa Değerindeki Değişim

Tesla’nın en büyük rakibi BYD ile olan rekabeti borsa getirilerine de yansıdı. Yılbaşından bu
yana BYD hisseleri %63 değer artışı yaşarken, Tesla hisseleri %39,2 değer kaybetti.
Tesla’nın Geleceği
2025 yılı, Tesla için yalnızca finansal değil, stratejik anlamda da bir sınav yılı olacak gibi
görünüyor. Şirketin Avrupa’daki imajını düzeltmesi, Çinli üreticilerle rekabet edebilmesi ve
siyasi etkilerin azaltılması için yeniden yapılanmaya gitmesi gerekecek. Musk’ın Tesla’ya daha
fazla zaman ayıracağını açıklaması, bu anlamda olumlu bir sinyal olabilir. Ancak pazardaki
belirsizlikler, tüketici güvenindeki dalgalanmalar ve artan maliyetler göz önüne alındığında,
şirketin toparlanması kısa vadede kolay olmayabilir.
Sonuç: Değişen Rekabet Dinamikleri ve Yeni Küresel Stratejiler
Son yıllarda küresel teknoloji rekabetinde keskin bir paradigma kayması yaşanıyor. ABD
merkezli şirketlerin uzun yıllar boyunca sürdürdüğü yüksek teknoloji + yüksek finansal
değerleme modelinin karşısına, giderek güçlenen ve inovasyon ile üretimi merkezine alan Çin
menşeli bir yapı çıkıyor. Ancak bu yapı yalnızca teknolojiye değil, aynı zamanda yoğun
rekabete ve yüksek adaptasyon kabiliyetine dayanıyor.
Çin’deki girişimler, yalnızca teknik olarak değil, örgütsel yapıları ve stratejik refleksleri
açısından da farklılaşıyor. Ne BYD otomotivde ne de DeepSeek yapay zekâda rakipsiz
konumda. Ancak bu şirketlerin başarısının ardında yatan esas unsur, yoğun rekabet ortamında
gelişmiş, çevik, üretim odaklı ve sürekli yeniden şekillenebilen dinamik organizasyon yapıları.
Bu firmalar, batılı muadillerinden farklı olarak, borsadaki değerlemeye değil iş modelinin
sürdürülebilirliğine, tekelleşmeye değil üretkenliğe, uygulamadaki hız ve çevikliğe öncelik
veriyor.
NVIDIA gibi ABD merkezli firmalar, uzun yıllardır yüksek marjlı kapalı ekosistem
stratejileriyle sektöre yön veriyor. Ancak bugün, DeepSeek gibi açık kaynak temelli Çinli
girişimlerin, benzer performansı çok daha düşük maliyetle ve daha geniş erişimle sunabilmesi,
bu stratejilerin sürdürülebilirliğini tartışmaya açıyor.
Bu dönüşüm, yalnızca sektör içi rekabeti değil, küresel iş modellerinin öncelik sıralamasını da
kökten değiştiriyor. Artık başarı yalnızca inovasyonla değil; bu inovasyonun ne kadar hızlı, ne
kadar erişilebilir ve ne kadar üretken bir sistem içinde hayata geçirilebildiğiyle ölçülüyor.




