TCMB Faizi Düşürdü, Peki Sonrasında Ne Olacak?

Para Politikası Analizi, Bundan Sonra Ne Olacak?

Yazar:

finerafinance

Kategori:

Yayınlanma Tarihi:

Ekim 24, 2025

Para Politikası ve TCMB’nin Faiz Kararı

TCMB 23 Ekimde aldığı kararla politika faizini 100 baz puan indirdi ve %39,5’e çekti. Elbette yıllık enflasyonun %33,3 olduğu bir durumda faizi indirecek alanı olduğu düşünülebilir. Ancak talebin soğumadığı enflasyonun gerilemediği bir ortamda sıkı para politikasından vazgeçmenin yani faiz düşürmenin iki nedeni olabilir. Bunlardan ilki enflasyonu düşürmekten vazgeçtim, ikincisi de enflasyonu düşürecek diğer tedbirler alınacağı için faiz indirecek alanım olacak.

Açıkçası mevcut senaryoda bunlardan ikisi de söz konusu değil. Para politikası 2 yıldır arafta kalmaya devam ediyor. TCMB politika metni de açık biçimde enflasyon tehlikesinin belirginleştiğini söylerken karar faiz indirimi yönünde oldu. Aslında bu durumu sebebi açık. Geçtiğimiz hafta Ak Parti enflasyonun nedenlerini araştıran bir anket yaptırmış. Enflasyonun nedeni konusunda biz ekonomistler bile emin değilken Ak Parti sinei millete dönerek halka sormuş. Anket sonuçları bile üzerinde tartışmak için başlı başına bir konu ancak bu makalenin konusu değil. Ak Parti’nin buradaki amacı son derece anlaşılır bir siyasi yoklama. Halk enflasyonun sorumlusu olarak kimi görüyor aslında anketin amacı.

Nitekim 23 Ekim’de yayınlanan tüketici güven endeksi aslında Ak Partinin bulguladığı anket sonuçlarına benzer sonuçlar veriyor. Yukarıdaki her grafikte 100 puan sıfır noktasını, bunun altındaki değerler kötü durumu üstündeki değerler de iyi duruma işaret eder. Diğer taraftan siyah kesikli çizgiler endeks tutulmaya başladığından beri ortalamayı gösteriyor.

Hane halkı mevcut durumdan son derece şikayetçi. Üstelik hissedilen enflasyon, enflasyonun yüksek olduğu döneme göre daha fazla. Bu durum elbette hükümetin hoşuna gitmedi. Ak parti yönetiminden üst üste faiz açıklamaları ile bugünkü mevcut koşulların kapısı aralanmış durumda.

Peki Bundan Sonra Ne Olacak?

Açıkçası mevcut görünümde kayda değer bir değişim olacağını düşünmüyorum. Çünkü mevcut koşullarda birilerinin canını yakmadan (reform yapmadan) içinde bulunduğumuz koşulları düzeltmemiz imkânsız görünüyor. Seçim sürecinin giderek daha fazla dillendirildiği bir ortam, hükümetteki yorgunluk kapsamlı bir reform yapmayı engelliyor.

Öncelikle şunu anlamak gerek makro ekonomik istikrar, yani kurun, enflasyonun, işsizliğin vb makro göstergelerin iyileşmesi ekonominin iyi bir düzende olduğu anlamına gelmiyor. Üretim, ihracat, turizm, cari fazla, gelir dağılımında adalet, kişi başı gelirin artması gibi kavramlar daha önemli. Fakat makro ekonomik istikrar olmadan da ekonomiyi sağlıklı büyüme patikasına oturtamıyorsunuz. Patlattığımız kur ve enflasyon deneyi ile zor yoldan bu gerçeği öğrendik.

Enflasyonun Nedenleri

Enflasyonun birçok nedeni olabiliyor. Ancak temelde maliyet, talep ve ithal enflasyonu olarak ayırabiliyoruz. Döviz kuru artışını sınırlandırarak ithal enflasyonu önlüyoruz. Tam 2,5 yıldır. Ayrıca bu süre zarfında petrol gibi enerji maliyetleri lehimize çalışan bir senaryodaydı. Fakat uzun süre bu ilacı almanın yan etkileri belirgin biçimde görülüyor artık.

Yüksek faizin tek başına enflasyonu düşürmeye yetmediği gerçeğini ayrıca görmek lazım. Neden peki? Öncelikle yüksek faiz enflasyonu iki şekilde önler. İlk olarak tasarrufu, yani likit varlığı olan kişilere dersiniz ki, sen bu parayı harcama, ben sana enflasyonun üzerinde bir getiri sunayım, şimdi alabileceğinden daha fazla tüketim yapacaksın ilerde. Yani beklemenin ödülü ileride kazanacağın faiz olacak. Peki bunu 2,5 yıl boyunca yaparsanız ne olur? Beklemenin ödüllerini alan insanlar bu ödüllerin bir kısmını harcamaya başlar diğer taraftan da giderek daha fazla getiri elde eder.

İkinci olarak borçlanma ihtimalini azalttığınız için borçlanarak tüketen insanların tüketimi azalır. Ancak bir noktadan sonra alt gelir grubunda tüketimin düşebileceği bir eşik kalmaz. Yüksek faiz oranlarından da olsa kredi kullanarak belli zorunlu harcamaları yapmak durumunda kalır.

Türkiye’de halkın büyük bölümünün birikimi olmadığı için yukarıdaki ikinci kategoride yer alıyor. Dolayısıyla kuru tutarak, faizi yüksek tutarak, yani sadece bunları yaparak, enflasyonun düşebileceği eşik bu kadar. Nitekim tüketici güven endeksinin alt kırılımları da buna işaret ediyor. Talep tüm mal gruplarında canlı.

Sonuç

Tüm ekonomi yazını Türkiye artık bir tercih noktasında yani reform yapılmalı diyor. Ancak politik olarak mevcut durumun dışında herhangi bir tercih yapmanın maliyeti siyaseten yüksek olabilir. Dolayısıyla mevcut koşullarda belirgin bir değişim olmadan gittiği yere kadar ilerleneceğini düşünüyorum. Yaklaşık 1 yıl daha.

 

 

 

İçerik Tablosu

Bu İçeriği Paylaşın!

Mail Listesine Kaydol!

Haftanın Panoraması ve Finera Gündem Ücretsiz Olarak Mail Kutunda!