Haftanın Ekonomi Politiği: Para Politikasının Sektörel Etkisi

Türkiye’de imalat sanayi tarihsel olarak ekonominin %20 – %30 aralığını [...]

Yazar:

finerafinance

Kategori:

Yayınlanma Tarihi:

Ağustos 21, 2025

Türkiye’de imalat sanayi tarihsel olarak ekonominin %20 – %30 aralığını temsil etse de, büyüme ve üretimin dinomosu olan sanayinin etkisi çok daha fazladır.

Son iki yılda enflasyonla mücadele politikalarının sanayi üzerindeki etkisi tartışma konusu. Bir görüş kur çıpasının enflasyonu düşürmek için çok önemli olduğunu, dolayısıyla sanayinin verimlilik ve kalite artışına yönelmesi gerektiğini savunurken, diğer görüş; sanayinin ayakta kalabilmesi için enflasyon ve kur artışının belli dengeye oturması gerektiğini öne sürüyor.

İmalat Sanayi Özet Görünümü

TCMB’nin uyguladığı para politikası yüksek nominal ve pozitif reel faiz temelinde kur çıpasına dayanıyor. Döviz kuru artışını enflasyonun altında tutularak, ithal enflasyonu ve psikolijk faktörleri saf dışı bırakmayı hedefliyor. Ancak enflasyondaki düşüşün yavaş olması cirosunun önemli kısmını dövizle elde eden sanayi için sorun oluşturuyor.

Sektör Ciro Artışı % Üretim Artışı %
İmalat Sanayi 99.4 37.5
Gıda Sanayi 116.9 27.6
İçecek Sanayi 164.7 29.7
Tütün Sanayi 94.9 47.5
Tekstil Sanayi 81.6 13.2
Giyim Sanayi 86.7 1.8
Deri Sanayi 77.8 -8.1
Ağaç İşleri Sanayi 101.1 23.5
Kâğıt Ürünleri Sanayi 87.5 14.9
Kok Kömürü ve Petrol Ürünleri Sanayi 44.6 11.7
Kimya Sanayi 79.5 2.8
Temel Eczacılık Sanayi 113.4 5.5
Kauçuk ve Plastik Sanayi 92.9 7
Ana Metal Sanayi 73 14.7
Fabrikasyon Metal Sanayi 109.7 60.8
Bilgisayar, Elektronik ve Optik ürünleri Sanayi 214.3 254.1
Elektrikli Teçhizat Sanayi 94 29
Motorlu Taşıtlar Sanayi 147.4 13.2
Diğer Ulaşım Araçları Sanayi 295.2 360.8
Mobilya Sanayi 123.2 54.9

Yukarıdaki tabloda 2023 ve 2024 yıllarında 24 aylık ciro ve üretim endekslerinin değişimi gösteriliyor. 24 aylık dönemde dolar kuru %86,1 enflasyon ise %123,1 artış kaydetti. Tabloda görüldüğü üzere sektörlerin büyük bölümü üretim artışına rağmen enflasyonun çok altında ciro artışı elde edebilmiştir.

Dezenflasyon politikası açısından bakınca, para politikası maliyetinin bir bölümünü imalat sanayi üstlenmiş görünüyor. Geçmiş dönemde kur sıçramasıyla sağlanan yüksek karlılık karşılığında bir ödünleşme olarak görülebilir bu durum. Ancak maliyetler, yani enflasyon, yüksek kalmaya devam ederken cirolarda reel erime sürdürülebilir bir durum değildir.

Sonuç

İktisatçılar tıp terimlerini kullanarak örneklendirme yapmayı severler. Biz de bir benzetme yapacak olursak, enflasyon yüksek tansiyon gibidir. Her tedavi gibi yüksek tansiyon tedavisinin de bir yan etkisi var. Fakat şu an uyguladığımız yöntemle (para politikası)  hem yüksek tansiyona maruz kalmaya devam ediyoruz, hem de tedavinin yan etkileri yeni bir kronik hastalığa yol açmak üzere.

Çözüm tedaviyi sonlandırmak değil elbette. Çözüm ilk olarak; yüksek enflasyonu bir an önce indirmek, düşük enflasyonu kalıcı kılmak ve yan etkilerin yarattığı tahribatı enflasyona yol açmadan gidermeye çalışmaktır.

İkinci olarak yapılması gereken şey basit ve net. Türkiye hızlı biçimde yeni bir sanayi politikası üretmek zorunda. Bu sanayi politikası ile verimlilik, kalite ve rekabet artışı sağlanmalı aynı zamanda da kur artışına ve ucuz işgücüne bağımlılık azaltılmalıdır.

İçerik Tablosu

Bu İçeriği Paylaşın!

Mail Listesine Kaydol!

Haftanın Panoraması ve Finera Gündem Ücretsiz Olarak Mail Kutunda!