Enflasyonun Asıl Sebebi Ne?

Sayim Işık, Mehmet Mert ve Mehmet Uluğ’un “Profit produced by [...]

Yazar:

finerafinance

Kategori:

Yayınlanma Tarihi:

Ağustos 21, 2025

Sayim Işık, Mehmet Mert ve Mehmet Uluğ’un “Profit produced by post-pandemic inflation: Evidence from an emerging economy” isimli makalesi Q1 dergi olan “Structural Change and Economic Dynamics” te yayınlandı. Bu makale sonrası iktisat dünyasında hararetli şekilde enflasyonun asıl sebebi ne tartışması başladı. Mail listemizdeki okuyucularımızdan bu tartışmaya dair birçok soru alınca konuya açıklık getirmek istedik. Burada yapacağımız inceleme elbette bir ekonometrik analiz içermiyor ve elbette tüm enflasyon nedenlerini incelemiyor. Analizde grafik incelemesi yapıp kabaca bir analiz yapacağız.


Kur Kaynaklı Enflasyon

TCMB’nin 2023 yılında yaptığı çalışmada kurda meydana gelen 100 birimlik artışın enflasyonu 25 birim artırdığı ileri sürülüyor. Bu konuyla ilgili yapılan diğer akademik çalışmalarda ise bu etki %30-45 aralığında değişiyor. Aynı şekilde enflasyonundaki artışın kurda artışa neden olduğunu söyleyen çalışmalar mevcut. Aşağıdaki grafiklerden soldakine bakıldığında Mevlüt Uysal ve Şahap Kavcıoğlu dönemleri boyunca ve Hafize Gaye Erkan dönemi başındaki kur sıçramalarının enflasyona neden olduğu tahmin edilebilir. Pratikte Türkiye’de doların artması tüm ürünlerde fiyat artışı getiririyor. Bunun bir kısmı maliyet kaynaklı olsa da büyük kısmı psikolojik ya da kur artışını zam yapmak için fırsat görme anlayışı. Ancak kurdaki yükselmenin durmasına rağmen (hatta Ağbal döneminde düşmesine rağmen) enflasyonun artmaya devam etmesi farklı faktörlerin de varlığını kanıtlıyor.

Maliyet Enflasyonu mu? Talep Enflasyonu mu?

İktisatçıların büyük bölümü ülkedeki enflasyonun, enflasyonun çok altında tutulan faiz oranı sonucu patlayan talep nedeniyle olduğunu öne sürerken sermaye gruplarına yakın yorumcular maliyet kaynaklı bir enflasyon olduğunu ileri sürüyor. Yukarıda sağdaki grafikte yeşil çizgi asgari ücreti turuncu çizgi TÜFE’yi gösteriyor. Her iki değerde 2021 ocak için 100’e eşitlendi. Grafikte görüldüğü üzere 2022 aralık ayında asgari ücretin işverene maliyeti 7.603 TL iken 2024 ocak ayında 24.503 TL. Ve 2023 ocak ayından itibaren asgari ücretin TÜFE’nin üzerinde arttığını görüyoruz. (Bu artışların geçmiş dönemki kayıpların telafisi olup olmadığı gibi tartışmalar konumuz dışında kalıyor). Hammadde ve diğer girdi kalemlerini inceleme dışında bıraktık çünkü hammadde de enflasyon aleyhine bir durum söz konusu.


Ancak ücretler mamul maliyeti içinde oldukça düşük bir maliyet kalemi. Yandaki çalışma TCMB’den Yüncüler ve Öğüt’e ait. Görüldüğü üzere işçiliğin payı sınırlı. Ancak buna rağmen ücret zamlarının sanki tek maliyet kalemi işçilikmiş gibi fiyata yansıtılmasını fırsatçılık olarak görüyoruz. Hizmet ya da ticaret şirketlerinde de işçilik maliyetinin çok da farklı olmadığını düşünüyoruz.


Talep enfasyonunda ise tüketimin yani perakende harcamanın hala canlı olduğu ve enflasyonu yükselttiği öne sürülüyor. Özellikle fiyat algısının bozulması ile fiyatların daha da yükseleceği korkusu insanları taleplerini öne çekmeye zorluyor. Yukarıdaki (ikili grafikte) sağdaki grafikte mor çizgi perakende satış hacmini gösteriyor. Yani faturadaki adet kısmını. 2021 ocak ayından 2024 ağustosa kadar 2 kattan biraz fazla bir artış var. Bu dönem içinde 2 katına çıkan ve yükselme eğilimini sürdüren canlı bir talep görüyoruz. Grafikten regresyon katsayısı ya da nedensellik gücü ölçemiyoruz. Bu nedenle talep artışının ne kadar enflasyona neden olduğunu tam tespit edemesek de canlı talebin fiyatları yukarı taşıdığı ortada.


Firma Karlarının Enflasyona Etkisi

Bölümün girişinde belirttiğimiz makale enflasyona neden olan esas unsurun şirket karları olduğunu vurguluyor. Yukarıda (ikili grafikte) sağdaki grafikte mavi çizgi perakende cirosunu, mor çizgi ise perakende satış hacmini gösteriyor. Her iki göstergede 2021 ocak ayı için 100 birime eşitlendi. 2021 ocak ayından 2024 ağustos sonuna dek perakende hacmi yaklaşık 2 kat artarken perakende cirosu 10 kattan fazla artmış durumda. Cironun satış miktarı ile satış fiyatının çarpımı olduğunu biliyoruz. Bu durumda cironun miktar artışı nedeniyle 2* satış fiyatı kadar artması gerekir. Enflasyonun da 2021-2024 ağustos döneminde yaklaşık 4,77 kat arttığını düşünürsek cironun yaklaşık 9,5 kat (24,77) artması gerekir. Geriye kalan yaklaşık 100 birimlik kısım ise şirketlerin aşırı karı. Bu kısmın sürekli biçimde (adet*enflasyondan) büyük olması enflasyonu yukarı iten bir olgu. Ancak grafikten nedensellik analizi yapmak olanaksız dolayısıyla bu itmenin gücünü tam bilmiyoruz.


Sonuç

Enflasyonu oluşturan temel nedenleri kur sıçraması ve geçişkenliği, maliyet artışı, talep artışı ve aşırı kar olarak sıralayabiliriz. Yukarıdaki kısa analizde enflasyonist süreci başlatan şeyin kur sıçraması ve aşırı ucuz kredinin patlattığı talep olduğu vurgulanmıştı. Hali hazırda kur artışı yaşanmamasına ve borçlanma oldukça maliyetli olmasına rağmen hissedilir şekilde düşmeyen enflasyonun başka nedenleri de olduğunu söylemek yanlış olmaz. Asgari ücret artışlarının TÜFE’nin üzerinde olsa da maliyetin sınırlı bir kısmının işçilik ücretinden oluştuğunu gözlemliyoruz. Bu nedenle ücret artışının olduğu gibi fiyatlara yansıtılmasının altında farklı nedenler yatıyor. Son olarak şirket karlarının hacim x TÜFE’den daha hızlı artması enflasyonu sürükleyici bir unsur. Bu unsurun TÜFE’yi sürekli olarak yukarı ittiğini düşünüyoruz. Özetle enflasyonist sürecin tüketicilerin talep davranışlarını bozduğunu ve fiyatların artacağı korkusunun yerleştiğini, şirketlerin fiyatlama davranışlarının da bozulduğunu fırsattan istifade ederek sürekli fiyat artışlarıyla aşırı kar güdüsünün hakim olduğunu düşünüyoruz.

21 Ekim 2024 Ankara

Bu İçeriği Paylaşın!

Mail Listesine Kaydol!

Haftanın Panoraması ve Finera Gündem Ücretsiz Olarak Mail Kutunda!